Ahmet Akın

Ahmet Akın

KAMU HARCAMALARI DİSİPLİN ALTINA ALINMADAN EKONOMİDE KARA BULUTLAR DAĞILMAZ


Sürdürülebilir para ve maliye politikaları olmadan piyasada güven sağlanamıyor. Yatırımcılar ve tasarruf sahipleri önünü göremiyor. Ekonomideki kırılganlık dış faktörlerden de olumsuz etkilenmeye neden oluyor. Çünkü, dolarizasyon Türkiye ekonomisinin kılcal damarlarına kadar işlemiş durumda.

Aynı politika faizini korumakla, krediler daha ılımlı seyretmekle, dış dengede iyileşme öngörülmekle birlikte risk primimiz 240 seviyesinde. Sorun inandırıcılık ve güven kaybı. Jeopolitik riskler ortada duruyor. Bozulan beklentiler, artan maliyetler de enflasyonla mücadeleyi giderek zorlaştırıyor. Böyle bir ortamda da ne yazık ki reel faiz gereksinimi daha yüksek oluyor.

Türkiye kredilerdeki büyümeyi yavaşlatmak zorunda. Krediler yatırımı değil tüketimi artırıyor. Tüketim de ithalata dayalı olduğu için cari açık büyüyor. Türkiye, yabancı yatırımcıyı çekip cari açığı finansa etmekte zorlanırsa TL’de daha fazla değer kaybı meydana gelebilir. 

Sosyal Güvenlik Kurumu açığı sürdürülebilir olmaktan çıkmış durumda. Olağanüstü boyutlara ulaştı. Bir de buna Yap İşlet Devret modeli ile yapılan köprüler, tüneller, otoyollar ve Havalimanları için ödenen garanti paralarını koyarsak, açık her geçen gün büyüyor. Bir başka kamburda Şehir Hastaneleri. Hepsi birlikte Türkiye ekonomisinin canına okuyor. Yandaşlar oturdukları yerden cebini doldururken işsizler, dar gelirliler ve yoksullar perişanları oynuyor.

Türkiye’nin ihraç ürünlerinin içinde yüzde 70’lere varan ithal ham madde ve ara malı olması döviz gelirlerini sınırlıyor. Bacasız sanayi dediğimiz turizm gelirlerinde beklenen olmuyor.

Türkiye ekonomisi gelir yaratamıyor. İtibardan tasarruf olmaz diyen çağdışı anlayış ve yönetim değişmedikçe kan kaybı devam edecektir. Geleceğimiz ipotek altına alınıyor.




ARŞİV YAZILAR