Baha Sadık Akıner

Baha Sadık Akıner

“Şiir, hikaye değil sessiz bir şarkıdır “


 

 

“Şiir, hikâye değil sessiz bir şarkıdır” demiş Ahmet Haşim... Ahmet Haşim ki, ömrü boyunca edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek prensibinden hareket eden, Fecr-i Ati edebiyat akımının öncülerinden ve 1908 Özgürlük Bildirisi’yle Servet-i Fünûn dergisinin çevresinde toplanan gençlerin kurduğu edebiyat topluluğun en önemli üyelerinden. Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy ve Yahya Kemâl Beyatlı ile birlikte Türk edebiyatının Dört Aruz'cularından biri, “Akşam Şairi”

Şiir üzerine birçok söz söylemiş şairler. Sözü bile nakış nakış işlemiş de şiir gibi tarif etmiş(ler).

Homeros’a göre: Şiir, kanatlı bir söz…

Louis ARAGON’a göre ise: Eksiklikleri güzelliklere çeviren bir simya bilimi…

Mesela Gülten AKIN, çığlıklara benzetir şiiri. Öyle tanımlar tek kelime…

Sait Faik ABASIYANIK’a göre de: İnsanı insana ancak şiir sevdirir. Şiir, insanı insana yaklaştıran şeydir.

Şiir’den açtık bahsi. Cemal SÜREYA’ya değinmeden olur mu? Cemal SÜREYA da şöyle der şiir için: Şiir, dünyayı değiştirmenin araçlarından biridir. İnsan, şiirle ‘yeri ve formülü’ bulacaktır. Şiir, insan bilincini daha ilerde bir yere atacak, insana yeni duyumlar, yeni nitelikler kazandıracaktır. Var mıdır böyle bir hayat? Vardır böyle bir hayat. Olacaktır… Nerval’in çıldırmadığı, Mayakovski’nin kendine kıymadığı, Lorca’nın kurşuna dizilmediği bir hayat. Şiirle nasıl başarılabilir bu? Sorunun karşılığı: Şiirle de başarılabilir.

Cemal SÜREYA haklı dostlar.

Şiir, dünyayı değiştirebilecek güçte bir eylemdir. Farkında olarak ya da olmadan yeni bir dünya yaratır; şaire, en çok da okuyucuya. 

*****

Sait DERVİŞOĞLU’nun şiiri de bir dünya yaratır, kendisiyle birlikte (okurken farkında bile olmadan) tamamlanan okuyucusuna. 

"AŞK-I ZAR" şiirlerini okudukça, şiirin Sait DERVİŞOĞLU’nun hayatının anlamı olduğunu hissedeceksiniz mısra mısra; kimi uzun şiirlerin, kimi tek kelime - iki kelime, kısa ama olabildiğince derin… 

Kitabının adını verdiği “AŞK-I ZAR” şiiriyle başlamış “ŞİİRLER”ine:

“Kaç! / O vakit kaç / Kim tutar seni” ile başlıyor şiir;

“Kaç / Usul usul / Ama bir düşün: Anka kuşu olup uçsan yahut balık olup aşsan tüm okyanusları yine de / Bir türlü söküp atamadığın / Ruhunun Ruhuna kaynayıp sanki bir tunç olduğu / Şu AŞK-I ZAR’dan bir türlü kaçamadığını göremez misin?” ile devam ediyor.

AŞK-I ZAR’dan kaçamamış; yazmış, yazmış, yazmış, bir türlü olduramamış işte. 

Şirini de; “Kaç! / O vakit kaç ve git / Ey Sevgili / Attığın her adımda senden bir adım uzaklaşan / “Gidip de kendini götüremediğin o yere; / Kaç…” ile bitiriyor ama kaçamıyor yine. Ama yazmaya devam ediyor; kendisine en iyi hissettiren duygusuyla, Allah vergisi yeteneğiyle…

Arkasında kitabın sonuna dek; uzunlu kısalı sıradanlaşmaya başkaldıran yüzlerce sözü, şiiri. Bir okuyun, derim; eminim dikkatinizi çekecek. Özgün dili, kurallara sığmayan imgelemi, benzetmelerin en ince yeniliklerini bulmayı denediği ve okuyucusunu içine çeken, çektikçe yeni bir çağrışımla düşündüren ve o duyguyu yaşatan hikâyesiyle; eminim siz Şiir’severlere, Sait DERVİŞOĞLU Şiir’leri iyi gelecek…

Keyifle okumanız dileğimle…
 


 




ARŞİV YAZILAR