Baha Sadık Akıner

Baha Sadık Akıner

“Savaş istiyoruz! En önce vuruldu bunu yazan…”


“İdeal olan kralların diliyle halk için yazmaktır.” der Bertolt Brecht. Gün, Bertolt Brecht dostlar. 20. yüzyıl Alman şiirinin ve tiyatrosunun en önemli isimleri arasında kabul edilen Alman şair, tiyatro yazarı ve yönetmeni... 

Hiç kuşku yok ki, 20. yüzyıl dünya edebiyatına damgasını vuran çok yönlü edebi kişiliklerin en önemlilerindendir.

Bertolt Brecht, duruşu, hayata bakışı ve üretimleriyle aklı ile yüreği arasındaki alışverişi hiç kesmez. Adil olmayana isyan eden tavrı, kuşkuculuğu ve var olan dünya düzenindeki çarpıklıklara muhalefeti ile yazın dünyasında ön plana çıkar hep...

Şiirlerinde ve tiyatro oyunlarında mütemadiyen sorular sorar. Sorma amacı ise bellidir: Düşündürmek ve sorgulatmak…

“Böylesi çok iyi, değiştirmeyelim hiçbir şeyi!
Bunu mu diyelim güle oynaya?
Bardağı görelim de ölmeyi mi seçelim susuzluktan?
Boşunu mu alalım dururken dolu bardak?

Soğukta oturup kalmışlar vardır hani.
Hani, bir şey istemeyen kişiler;
Onlar gibi mi yapalım?

Onlar gibi, ”biz dışarda kalsak?” mı diyelim?
Hoş olsun diye şu bayların gönlü,
Bize günlük nafakamızı veren hani şu…

Bizce en iyisi kalkmak, “Yeter artık!” demektir.
Vazgeçmemek için kırıntısından bile yaşamanın.
Karşı çıkmaktır var gücümüzle acıyı doğuranlara,
Yaşanır hale getirmektir dünyayı bütün insanlara…” gibi mesela…

*****

Bana göre Nâzım Hikmet ve Pablo Neruda ile birlikte, ‘Marksist Öğreti’yi benimsemiş dünyanın üç büyük şairinden biridir. Her iki dünya savaşını da görmüş ve yaşamış bir insan olarak, şiirlerinde hep savaş karşıtlığı vurgusunu ön plana çıkarır. Buna karşın haksızlıklara karşı sonuna kadar savaşmayı da öğütler.

“Haksızlığı haklı çıkarmaz,
Onlara karşı savaşanların yenik düşmesi.
Çünkü yenilgimiz bizlerin, alçaklıkla savaşanların,
Sayıca azlığımızı kanıtlar yalnızca.
Ve sessiz kalanlardan tek beklediğimiz,
Utanç duymalarıdır…”

*****

Asıl adı Eugen Berthold Friedrich Brecht…

Marksist şair, oyun yazarı, düşünür, fikir insanı, eleştirmen, tiyatro yönetmeni ve kuramcı…

Berthold Brecht, unutulmaz oyunlarından başka kuramsal yazıları ve uygulamada gerçekleştirdiği devrim niteliğindeki yeniliklerle 20. yüzyıl ve günümüz tiyatrosuna yön vermiş öncü isimlerdendir. Kurucusu olduğu epik tiyatro anlayışı ile devrim yaratan Brecht, çağdaş siyasal ve devrimci sinemanın da yaratıcılarındandır.

Brecht, 68 yıl önce bugün 14 Ağustos 1956 tarihinde öldüğünde ardında bıraktığı eserler yaklaşık 60 cildi bulmuştu. Brecht’in eserlerine ve yaşam hikâyesine bakıldığında, Dünya edebiyatına ve tiyatrosuna yön vermiş bir büyük yazarın henüz lise öğrencisiyken tuttuğu notları, yazdığı şiirleri okumanın verdiği bir heyecan belirir öncelikle zihinlerde. 

Ve o genç Brecht’in korkularıyla, kaygılarıyla, isyanı ve öfkesiyle, Aşk’ları ve beklentileriyle, umudu ve umutsuzluğuyla, yani henüz on beş yaşında bir gencin hayat karşısında ne hissederse hepsiyle yüzleşilir adeta…

Eserlerini okurken o yılların Almanya’sına, dünyasına da tanıklık edilir aynı zamanda. Hitler, Nazizim, yoksulluk, dünyanın yaşadığı en büyük soykırım, Brecht’in kaleminden bir kere daha yazılır insanlık tarihine…

“İstediğince yalın görünsün göze,
Kuşkuyla bakın en küçük olaya bile.
Hele alışılagelmiş türden ise…

Açıkça istiyoruz şunu sizden,
Sakın doğal bulmayın hep alışılageleni.
Çünkü artık hiçbir şeye doğal denmemeli.
Şu kanlı kargaşanın, şu düzenli geçinen düzensizliğin,
Serserice başına buyrukluğun ve insanla ilintisini yitirmiş,
İnsanlığın egemen olduğu dönemlerde kimse demesin…

Doğaldır bu olup bitenler; böyle denmesin ki,
Her şeyin değişebileceğine inanılsın…

Dünyayı yoktan var eden ulu Tanrı;
“Işık gerek” dedi, güneşi çağırdı…

Senin işin aydınlatmaktır dünyayı.
Çevresinde gezdireceksin lambanı…

Tanrı buyruğuna göre bundan böyle
Astlar dönecek üstlerin çevresinde.
Ve der demez başladı herkes dönmeye:
Büyüklerin çevresinde küçükler,
Güçlülerin çevresinde güçsüzler…

Hem gökyüzünde böyle, hem yeryüzünde.
Papanın çevresinde kardinaller,
Kardinallerin çevresinde piskoposlar,
Piskoposların çevresinde uzmanlar,
Uzmanların çevresinde uşaklar,
Uşakların çevresinde hizmetçiler,
Hizmetçilerin çevresinde köpekler, tavuklar, dilenciler…”

Hâlâ geçerliliğini yitirmeyen ne anlamlı dizeler değil mi?

Bir Bertolt Brecht geçti bu dünyadan dostlar. Bertolt Brecht ki; kendisini, 2. Dünya Savaşı yıllarında duvarlara “Savaş istiyoruz!” diye yazan Nazilere karşı yazdığı ve tüm dünya barışseverleri tarafından slogan haline gelen şu dizelerle anıyorum:

“Savaş istiyoruz!
En önce vuruldu bunu yazan…”

Saygı ve minnetle koca yazar, güzel insan…
 




ARŞİV YAZILAR