Baha Sadık Akıner
Tarih : 30.08.2023
E-Mail : baha.akiner@mersin.edu.tr

Günaydın lan yaşamak!


Bu hayat keşmekeşinde ne çabuk gelip geçti 2 yıl. 31 Ağustos 2021 günü, hazan zamanına, Eylül’e varamadan ayrıldı aramızdan da yüreğimize hazan yaşattı usta. Ferhan Şensoy… Ülkemizdeki meddahlık geleneğinin en önemli temsilcilerinden…

Ferhangi şeylerle doluydu ya hayatı. Ferhan Şensoy anlatıyor:

“Tuncel Kurtiz bir gün Ses Tiyatrosu’na geldi. Şeyh Bedreddin’in oyununu oynamak istediğini söyledi ve kabul ettik. Birkaç gün sonra bir anlaşma yapmak istedi. O gece oturdum iki maddelik bir sözleşme hazırladım:

Madde 1: Tuncel Kurtiz Ses Tiyatrosu’nda Şeyh Bedreddin oyununu oynayacaktır.

Madde 2: Anlaşmazlık halinde Ferhan Şensoy ve Tuncel Kurtiz dövüşürler.”

*****

Münir Özkul'un hastanedeyken tedavi ve diğer tüm giderlerini üstlenen, adına geceler düzenleyen ve biriken borçlarını ödeyen Ferhan Şensoy anlatıyor yine: Her gün mektuplaşıyorduk. Hiç yazmaya vakit yoksa boş koyardık kâğıdı zarfa. Bu 'Seni seviyorum' demekti…

Sevgi insanı, Aşk insanı bir yandan…

*****

26 Şubat 1951’de doğdu usta. Samsun, Çarşamba’da. Bir söyleşide, babası Yusuf Cemil Şensoy’un nasıl tiyatrocu olmasını istemediğini şöyle anlatır: Babam tiyatrocu olmamı istemiyordu. Sürüneceğimi düşünüyordu. Şahları da Vururlar’ın üçüncü yılında izlemeye geldi annemle. Heyecandan ölmek üzereydi. Ben sahneye çıkınca babam suratıma hiç gülmedi. Ben yokken kahkahalar atıyor, ben çıkınca sus pus. Yıllar sonra bir akrabamıza şöyle demiş, “Ferhan çok büyük işler başardı. Hiç tahmin edemediğim yerlere geldi. Onunla gurur duyuyorum.” Babam benimle gurur duyduğunu bana hiç söylemedi…

Ben yaşamadım bu ‘derin yalnızlığı’ ama yaşayan nice insanlar var biliyorum. Nice insanların kazanılmış çaresizliklerini görebiliyorum. Annesi, babası hâlâ başında olan ve bir türlü o derin yalnızlıktan kurtulamayan ve bir türlü büyüyemeyen koca koca çocuklar onlar. Annesi ve babası olmayanların yaşadıklarını ve ömürleri boyu yaşayacaklarını anlatmıyorum bile…

*****

Ahh Ferhan Şensoy ahh. Sanatçılığının yanında bir bilge, bir şair, bir söz ustası, bir düşünürdü de benim için. “Gençliğimde gıcık olduğum amcalardanlaşmakta mıyım?” sözünü hatırlıyorum şimdi mesela.  Bilirsiniz; usta, çoğu özdeyişinin ardını böyle bağlardı: “… ta mıyım?” Sorgulatırdı insanı. En kestirmeden zihnine girerdi, “…mı acaba” dedirtirdi…

“Çok kadınlar bilmek gerek, bir kadının kıymetini bilmek için…” de derdi. İlk başta çapkınlığının uzantısı bir cümle gibi gelirdi insana. Çapkınlık yapmış da, yakalandığında bahanelere sığınmış gibi. Değil aslında. Bir şeyin kıymetini bilmek için gerçekten, o şeyi kaybetmek gerekir. Bahçende çiçek açtıran, saçını savuruşu - konuşması ve gülüşüyle başlı başına bir Şiir sebebi olan kadını kaybetmekse, dünyanın sonu gibidir. Bir insan bir şeyin değerini, yanındayken değil de, kaybettikçe öğrenir. Ne yazık ki bu durum böyledir. Ne kadar karşı çıksak da bu hayatımızın gerçeğidir. Ustanın çapkınlığını aklamış gibi görünsem de, bu sözünü çok önemserim ben de…

 

Ya şu paradoksu ustanın? Sigara içen herkesin yaşadığı belki de, “Canım sıkılınca bir sigara yakıyorum. İçince öksürüyorum, öksürünce tükürüyorum. Tükürünce damağım kuruyor, hemen şarap içiyorum. Fakat bütün bunların bende bir alışkanlık yapmasından korkuyorum. Bu düşünce bende efkâr yapıyor, hemen bir sigara daha yakıyorum. Her efkârlandığımda sigara yakmanın bende alışkanlık olmasından korkuyorum sonra. Ben canım sıkıldıkça sigara içiyorum ve yıllardır çok acayip sıkılıyor canım…” Başınız döndü değil mi? Neresinden yakalasanız, orasından tekrar boşalıyor ipi. E’ boru mu? Af buyurun; usta,  ‘söz ebesi’

Hangi kelimeleri kursam sana usta, hangi sözcükleri kullansam sanki yetersiz kalıyor. Seni tanımlayacak birçok tek kelimelik seslenişler var tabi… Önce insan! Sonrası mı? Hep üreten bir sanatçı… Sahne tozuyla beslenen bir tiyatrocu… Bir düşünür… Bir laf cambazı… Yüreklere dokunan bir arkadaş, dost, baba, ağabey…

TRT Ankara Televizyonu’nda çalışırken; 90’lı yıllarda, bir program öncesi ve sonrasında tanışmıştım seninle. Benim için de bir güzel insan, bir arkadaş, bir dostsun ve hep öyle kalacaksın Ferhan ağabeyim…

Ruhun şâd olsun usta. Dediğin gibi bu hayatta, “Ne kadar da seçme sapan şeyler yaşıyoruz.” Özlem, Sevgi ve saygıyla…

 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 


 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

bozyazigazetesi.com © Copyright 2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.


URA MEDYA